Yerli Tohumun Lider Markası: PETEKTAR TOHUMCULUK
Bugün tüm Türkiye’de tanınan Petektar Tohumculuk’un sahibesi Büşra Yapıcı, yedi çocuklu Elazığlı bir ailenin 6’ncı çocuğu olarak 1975 yılında Ankara’da dünyaya geldi. Çocukluk ve gençlik dönemini zorluklarla geçirdi. Daha sonra Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesinde okurken de boş durmayacak, tarım sektöründe işçi olarak çalışacaktı.
ÜLKESİNİ HER ŞEYDEN ÇOK SEVEN BİR KADIN
Yüksek öğrenimini başarıyla tamamladıktan kısa bir süre sonra Mehmet Yapıcı ile evlendi ve eşine ait olan gübre şirketinde çalışmaya başladı. Bu sırada İsrail menşeli bir tohum firmasının Akdeniz Bölge temsilciliğini üstlendiler. Firmanın izlediği yol, onu harekete geçirdi. Dedi ki: “Bu işleri bizim yapmamız gerekiyor.” Çünkü o, ülkesini her şeyden çok seven ve ülke ekonomisine katkıda bulunmak isteyen bir kadın…
ZORLUKLAR ONU HİÇBİR ZAMAN YILDIRMADI
Bu düşünceyle kayın validesine ait 400 metrekare serada yerli tohum için AR-GE çalışmalarına başladı. Bir yandan da eşine ait olan şirkette birçok zorlukla karşı karşıya kalıyorlardı. Ve şirket 2008 yılında bu sıkıntılardan dolayı battı. Zorluklar kimini yıldırır, kimine yol aldırır. Büşra Yapıcı, diğerleri için felaket sayılabilecek bir durumu avantaja çevirdi. Tıpkı gençlik dönemlerinde olduğu gibi… 2009 yılında tohum ıslahı için Gaziler köyünde kiraladığı serada çalışmaya başladı. Ve böylece Petektar Tohumculuk’un ilk adımları atılmış oldu.
ARTIK GÜNEŞ DOĞMAYA BAŞLAMIŞTI
Artık sebze yetiştirip satacaktı ve geçimini bu şekilde sağlayacaktı. 2009’un şubat ayında Antalya’da sel felaketi yaşandı. Aile dostu olan bir çiftçinin de serasını su basmıştı. Fide almaya gücü olmadığı için, Büşra Hanım’ın kapısını çaldı ve deneme silor tohumu varsa dikebileceğini söyledi. Beğendiği 40 numaralı silor çeşidi, iki ay sonra bölgede 1 numara oldu. Yani artık güneş doğmaya başlamıştı. Böylece Büşra Hanım, ona annelik duygusunu ilk kez tattıran kızı Petek’in adını verdiği şirketini 2010 yılında kurmuş oldu.
Her Daim Doğal
Büşra Yapıcı, domates yetiştiriciliğinin en ince ayrıntılarını şöyle anlatıyor:
“Domates üretiminde en dikkat edilmesi gereken hususlar, üretim için seçilen domatesin damak tadına uygun olması ve raf ömrünün uzun olmasıdır. Aynı zamanda dikilecek bölge ve toprağa adapte olmuş bir domates çeşidi seçilmesi de çok önemli bir detaydır. Hastalığa çok duyarlı olan domatesin üretimi boyunca oluşabilecek tüm zararlara karşı önlemler alınmalıdır. Bitkinin ihtiyacı olan gübreleme programına uyulmalıdır. Aksi halde domatesten elde edilecek verim düşer ve hastalıklara davetiye çıkarmış olunur. Tarım Bakanlığından onaylı üretim izni olan 17 çeşit domates çeşidimiz var. Hepsinin ürün özellikleri birbirinden farklı.”
KADIN İSTERSE…
Kadının yönetilen değil, yöneten olması gerektiğini düşündüğünden aslında en başından kendi işini yapmaya kararlıydı. Türkiye’de kadın olmanın çok zor olduğunu dile getiren Büşra Hanım’ın anlattıkları birçok kadına örnek olacak nitelikte: “Maalesef toplumumuzun erkekleri, kadınların çalışma hayatında yer almamasına ya da işçi olarak kalmasına yani muhatap oldukları şirket sahibinin erkek olması gerektiği düşüncesine alışmışlar. Böyle düşünen erkeklerin atladığı en önemli şey; bir kadın isterse ve cesaret ederse başaramayacağı şey yoktur. Her sektörde kadın daha başarılıdır. Çünkü kadınlar, detaycıdır, ince düşünür, planlıdır, sezgileri kuvvetlidir.”
ÇALIŞANLARININ NE İSTEDİĞİNİ BİLİYOR ÇÜNKÜ
Bu işe en başta tarım işçisi olarak başlayan ve yıllar süren çalışmaları ve cesareti sayesinde bugün bu noktaya kadar gelen Büşra Hanım, şirketinin başarısının sırrını şu sözlerle anlatıyor: “Bizim şirketimizin diğerlerinden en büyük farklarından biri, işçilikten geldiğim için bugün çalışanlarımın benden beklentilerini, yaşadıkları sıkıntıları ve onları neyin mutlu edeceğini çok iyi biliyorum. Bu da iş verimine büyük katkı sağlıyor.”
“Artık Üretim Daha Bilinçli ve Kontrollü”
“Tarım eskiden bu alanda eğitim almamış insanlar tarafından bilinçsizce yapılıyordu. Hal böyle olunca da birim alandan elde edilen verim, minimum seviyedeydi. Günümüzde ise, tarım sektörünü alanında eğitim almış, uzman ekipler devraldı. Üretim daha bilinçli ve kontrollü bir şekilde yapılıyor.
YERLİ TOHUMUN GÜCÜ
Yerli tohum kullanmanın önemini her fırsatta dile getiren Büşra Hanım, “Sektöre ilk girdiğimde, yerli tohum yok denecek kadar azdı piyasada. Dış ülkelerden alınan bu yabancı tohumlar, ülkemiz iklimine ve toprak yapısına yabancı olduğundan verim ve lezzet istenilen seviyede değil. Kendi genetik kaynaklarımızdan yüzde 100 yerli tohum sağlamak çok önemli çünkü Türkiye genetik kaynaklar bakımından çok zengin bir ülke ve bu zenginliği hiçe saymamak gerekir. Bu iklime bu toprağa adapte olmuş materyallerden yararlanılarak yapılan ıslah çalışmalarının sonuçları ithal edilen tohumlardan çok daha başarılıdır. Ayrıca yerli tohumun, ithal tohumlara göre daha ucuz olması çiftçinin maliyetini düşürmektedir. Böylece birçok kişiye de istihdam sağlanıyor.