Tarım sektöründe kadın girişimci olarak ses getiren Büşra Yapıcı, 2019’un Petektar Tohumculuk’a uğur getirdiğini söylüyor. Uzun süren AR-GE çalışmalarından sonra piyasaya kazandırdıkları domates çeşidi ‘SORTİ’yle övgü toplayan Petektar Tohumculuk, ihracattaki başarısıyla da yüzleri güldürüyor. “Bu zamana kadar tarım sektöründe dışarıya bağımlı bir Türkiye profili çizildi fakat çok değerli kaynaklara sahip olduğumuzun farkına varıp, bir an önce yerli tohumumuza sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum” diyen Büşra Hanım, bakın daha neler anlatmış…
Büşra Hanım, merhaba. Sizinle yeniden bir araya geldiğimiz için çok mutluyuz. Görüşmediğimiz sürede neler yaptınız? 2019’u değerlendirecek olursanız, neler söylersiniz?
“2019 benim için çok güzel sürprizlerle geldi. Bunun yanında kurumumuza da uğur getirdiğini düşünüyorum çünkü uzun yıllar süren AR-GE çalışmasından sonra piyasaya kazandırdığımız domates çeşidimiz `SORTİ’ sektörde adından söz ettiriyor.”
Ürünlerinizi dünyaya ihraç ediyorsunuz. Bu Türkiye’nin sektördeki yeri adına çok önemli. Bunu nasıl başardınız? Tam olarak neler yapıyorsunuz biraz anlatabilir misiniz?
“Alanında uzman kadromuzla birlikte titizlikle yürüttüğümüz AR-GE çalışmalarımız sonucunda çıkardığımız çeşitlerimizi müşterilerimizin beğenisine sunuyoruz. Aslında ihracattaki başarımızın sırrı ürünlerimizin kalitesinde gizli.”
“Islah çalışmalarımızda, iklim değişikliğini göz önüne alıyoruz.”
Sizce Türkiye’nin tohumculuk alanındaki potansiyeli yeteri kadar anlaşılabiliyor mu?
“Türkiye’de tohum sektörünün şu an hak ettiği yerde olduğunu düşünmüyorum. Bu zamana kadar tarım sektöründe dışarıya bağımlı bir Türkiye pro-fili çizildi fakat çok değerli kaynaklara sahip oldu-ğumuzun farkına varıp, bir an önce yerli tohumu-muza sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum.”
Biliyorsunuz, dünya çapında iklim değişikliği konusunda harekete geçildi. Siz kuraklık tehdidini nasıl yorumluyorsunuz? Bu alanda yaptığınız çalışmalar var mı?
“Küresel iklimin getirdiği koşulların farkındayız ve tüm dünya ülkeleri olarak bu konuda acil eylem planları alınması gerekiyor. Biz de kurum olarak ıslah çalışmalarımızda iklim değişikliklerini göz önüne alarak yol çiziyoruz.”
Bu sezon sektör adına güzel hatırlanacak mı?
“Son zamanlarda ülkemiz adına yaşanan olaylardan elbette tarım sektörü de etkilendi. Biz her ne kadar desteklesek de, çiftçi hasat ettiği mahsulün karşılığını alamadığı için sektörün biraz durgun gittiğini düşünüyorum.”
“Ben işimle var olduğumu düşünüyorum. Islah benim için bir tutku.”
Toprak ne ifade ediyor sizin için?
“Yaşamın, üretimin olmazsa olmazı. Biz Ulu Önderimiz Atatürk’ün izinden giderek; üretime, tarıma ve toprağa önem veriyoruz. Biliyoruz ki toprak bir ülkenin can damarı ve biz de bu bilinçle hareket ederek ülke tarımını daha ileriye götürmeyi hedefliyoruz.”
Tarımla, toprakla uğraşmak, doğayla iç içe olmak size neler katıyor? Yaşamınız bundan nasıl etkilendi?
“Ben işimle var olduğumu düşünüyorum. Islah benim için bir tutku. Üretime ve insanlığa eni çeşitler kazandırmak, benim için çok heyecan verici bir serüven. İlk etapta yoğun iş temposuna hem çalışan bir kadın hem de bir anne olarak adapte olmakta zorlandığımı söyleyebilirim. Bunun yanında şu an tüm yaşamım olumlu anlamda çok güzel ilerliyor.”
Kadınlar için muhteşem bir ilham kaynağısınız. Yaptıklarınız say say bitmez. Peki siz olmak istediğiniz kadın oldunuz mu?
“Hayallerime kavuştuğum için hayatta şu an tam olarak olmak istediğim yerdeyim.”
Tarım sektöründe kadın girişimci olmanın avantajları ve dezavantajları neler?
“Sektörde kadın girişimci olarak ses getirdiğime ve fark yarattığıma inanıyorum. Ülkemizde kadın girişimcilere uygulanan pozitif ayrımcılığın avantajlarını yaşıyorum diyebilirim. Bunun yanında tarım sektöründe kesinlikle daha çok devlet teşviklerinin olması gerektiği inancındayım. Hani bir söylem vardır ya “Elinin hamuru ile erkek işine karışma” diye. İşte bu yargıyı tarım sektöründe yıkmak, insanların inanç kalıplarını değiştirmek gerçekten benim için kolay olmadı.”
Bu sektörü kadınlara tavsiye eder misiniz?
“Kesinlikle ederim. Tarım sadece erkeklerin tekelinde olacak bir sektör değildir. Bakın dilimizde bile kimse ‘toprak baba’ demiyor. Herkes “Toprak ana bize mahsul verdi” diyor. Bu demek oluyor ki bu sektörde kadınların kesinlikle olması gerekiyor.”
Çalışanlarınızla ilişkiniz nasıl?
“Ben hiçbir zaman insanların tepesinde bir karar merci veya bir diktatör olmadım. Her zaman birlikte çalışmanın başarı getireceği inancındayım. Yeri gelmiş işçilerle birlikte ellerim ve ayaklarım çamura batmıştır, yeri gelmiş tüm ekip arkadaşlarımla aynı masada yemek yemişimdir. Kurumumuzda ‘ben’dili değil, ‘biz’ dili hakimdir. Bir kurucu olarak ben bu davranış ve hassasiyetle hareket ettiğim için tüm kadromuzda yüksek enerji ve motivasyon hakimdir.”
Sizce başarınızın sırrı nedir?
“Başarının sırrı, iyi bir ekiple emin adımlarla sistemli bir şekilde çalışmak.”
Birçok sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyorsunuz. Bunları okuyucularımızla paylaşır mısınız?
“Yakın zamanda Akdeniz Üniversitesi Onkoloji Bölümü’nde gönüllü olarak faaliyet gösteren Sarı Melekler Grubu ile bir araya gelerek hastanede tedavi gören çocuklarımıza Sarı Melekler Grubu Kurucusu Onay Hanım vesilesi ile boyama kitabı dağıtıldı ve ayni yardımlar yapıldı. Kurum olarak STK’lar ile çalışmanın bilincinde olarak İnsan Kaynakları politikalarımızı bu yönde ilerletiyoruz. Gerek bakıma muhtaç insanlar için, gerek eğitim alanında yapılacak sosyal sorumluluk projelerinde çok hassas davranarak katkı sağlamaya çalışıyoruz.”
Son olarak gelecekteki projelerinizi öğrenebilir miyiz?
“Gelecekle ilgili faaliyetlerimiz içinde hiç durmadan çalışan AR-GE departmanımız tarafından yürütülen birçok projeler var. Tabii benim öncelikli hedefim gençlere örnek olup, sektöre yeni ‘Büşralar’ kazandırmak.”